NEDEN ÇOBANİZM :

 

Eskişehir’in Sivrihisar kasabası Beyyayla Köyünde dünyaya gözlerimi açtım. Bir Köy çocuğu olarak henüz ilk okula giderken, ailemin çok fakir olması nedeniyle, çocuk yaşlarımda çobanlık yapmaya başladım. Bir ineği bir yumurta karşılığında otlatıyordum.Bir yandan da ilkokula gidiyor, boş zamanlarımda da komşularımıza yardımcı oluyordum.

 

Yaz aylarında okulumuz tatil olunca; yaylaya çıkıp kuzu çobanlığı yaparak, aileme katkıda bulunuyordum. Kışın ise okullar açılıyor ve köyüme geri dönüyordum. İlkokul 4.cü sınıfa geldiğimde de Bizim okula komşu köylerimizden bir okul misafirliğe geldi. Onlarla tanışıp arkadaş olduk. Öğle yemeği için bizim okul çocukları olarak komşu köyün çocuklarını yemeğe götürmemiz gerekiyordu. Sınıfımızın çocuklarına kişi başı 2-3 çocuk düşüyordu.

 

Tüm çocuklar böylece paylaşılmış oldu. Öğretmenimiz bana fakir diye, ağırlamam için arkadaş vermedi, benim gibi durumu iyi olmayan bir arkadaşım daha vardı. Bu benim çok ağrıma gitti. Böyle adaletsiz bir düzen yüzünden ve ailemin ekonomik sıkıntıları yüzünden İlkokulu 4.cü sınıfta bırakarak, Ankara’ya çoban olmaya gittim.

 

Ankara’nın bir kıyı kentinde yani balgat semtinde çobanlık yapmaya başladım. İnekleri sağıyor, kırlarda otlatıyor ve tımar ediyordum. Burada çobanlığa birkaç yıl devam ettikten sonra bir vesileyle inşaat boyacılığına başladım. İnşaatlarda çalışıyor, kalan boyalarla parmaklarımla resimler yapıyordum. Uzun yıllar böyle devam etti. Fırça nedir bilmiyordum. İçimde resme karşı yoğun bir heyacan,delice bir tutku vardı. İnsanları, doğayı ve hayvanları seviyordum

ÇOBANİZM bir okul mudur ?...

“Çoban Ressam”” namıyla hepimizin yakınen tanıdığı büyük sanatkar Süleyman Şahin, bu yılın ikinci sergisini Akbank’ın üçüncü kattaki geniş salonunda Bursalı sanatseverlerin gözlem ve beğenisine 30 Mart 1981’ den itibaren sunmuş bulunmaktadır.

Sayın sanatkarın bundan önceki sergilerini de gören ve acizane bir tarzda değerlendirmeye çalışan biri olarak diyebilirizki Süleyman Şahin’in 1975 1980 yılları arasında yapmış bulunduğu ileri aşamaları bir ressamın beş yıl gibi kısa bir zaman kesitine sığdırmak suretiyle açıklamaya çalışmak mümkün değildir.

Zaten, Şahin’inde büyüklüğü buradadır. Çünkü dünyada şöhret sahibi çok artist vardır; fakat Şahin gibi “otodikat” biri yoktur. Her türlü maddi ve kültürel imkanlardan yoksun bir ortamda Süleyman Şahin’in bugün gerçek ismini duyurması ve tablolarının gerek sanatsever ve gerekse iler,ye dönük spkülatif yatırımlar da bulunacaklar tarafından umulmadık ilgi görmesi sanatkarın üstün yeteneğini açıklıkla göstermektedir

NEDEN ÇOBAN RESSAM DEDİLER

“Tutsaklar” tablosunun önünde durdu Çoban Ressam. “Bu benim sanat kavramlarımın çıkış noktasıdır. Bu çalışmalarımın dayanağı içinde yaşadığım doğa ve köyümün yaşam ortamıdır. Ben bu yaşıma kadar doğa içindeki tüm motiflerden esinlendim ve de ilham aldım. Suların akışını, Ağaçların su içine düşen gölgelerini kırdaki binbir renkli çiçeklerin armonisini derin derin inceledim.

Duvar dibinde oturan analarımızın, elleri yarılmış ayakları yalın ebelerimizin, ayağı çarıklı babalarımızın, sürü peşindeki çobanlarımızın Öküzlerle, İneklerle bir yerde yaşam sürdüren köylülerimizin yaşamlarından kompozisyonlar seçtim. Okumadım, Hocam yoktur. Benim hocam; doğadır.

İç dünyamdaki sonsuz doğa sevgisi ve hayal gücüdür.”Diyen sanatçı Sivrihisarın Günyüzü bucağının “Beyyayla “Köyünde 1949 tarihinde doğmuş. Kimbilir anası ne acı içinde doğaya getirdiği onu... Göbeğini nasıl kesti köyün Iraz ebesi..doğarkende doğarkende çileli, sanatçı olduğu günlerde de bir takım acı gerçeklerle karşı karşıya... Türk İş galerisinde açtığı resim sergisinde, tam bir halk çocuğu davranışıyla ziyaretçileri karşılayarak, sorulara sade bir dille yanıt vermesi, Onun yapmacık hareketlerden ne kadar uzak olduğunu göstermektedir.

RESİM GALERİSİ Çoban Ressam'ın Tablo çalışmalarından örnekler. Resimleri yakından görmek için, görmek istediğiniz resmin üzerini tıklayınız.